schule Cumartesi, Mart 13, 2010

Az önce facede amaçsızca dolanırken dikkatimi çeken bir yazıyı kopyalıyorum. Bilen vardır mutlaka. Ben ilk kez duydum ve çok etkilendim doğrusu.

Eflatun'a iki soru sormuşlar.
Birincisi ; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir ? "...
Eflatun tek tek siralamis :

- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler...
- Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler...
- Yarından endişe ederken bugünü unuturlar.Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...
- Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...

Sıra gelmiş ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun?"

Bilge yine sıralamış ;

- Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır...
- Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil, "en az şeye ihtiyaç duymaktır"..



schule Pazartesi, Mart 08, 2010


Otuz dakikalık Korgan-Fatsa yolunun virajları çoğu zaman çekilmez gelir. Bunu her “Yolda..” yazımda ifade etmişimdir.Fakat şoför mahallinde bulunmadığım seferlerde, kulağımda bir Sezen şarkısı eşliğinde seyre dalarım doğanın o enfes renklerini. Hayattan tamamen soyutlanmış gibi…

Mutfakta harıl harıl yemek yaparken, salonu süpürürken, geometri testi çözerken ya da bir kafede oturup çene çalarken, fonda çalan şarkının sözlerine dikkat etmeyiz pek. Boşluk doldurmak için vardır oralarda müzik. Ama böyle yolculuklarda sözlere daha bir dikkat ediyor insan. O zamanlarda anlıyor şarkının ne kadar saçma ya da ne kadar anlamlı olduğunu. Tıpkı, yine bir Korgan seferinde dinleyip mıh gibi yerime çakılmama neden olan Güldünya gibi. Sözleri Aylin Aslım’a ait, yorum ise Sezen’den.

Canım abim vurma beni

Bu dünyadan alma beni

Dökülür mü kardeş kanı

Bir karında yatmadık mı

Bir anadan doğmadık mı

Bir memeden doymadık mı

Binbir yarayla tek bir kurşunla gitti Güldünya

Kim farkında, kimin umurunda

Söndü bir dünya

Seni gönderene söyle

Köydeki büyük meclise

Söyle daha çocuk yaşta

Üstüme çıkan herife

Eğer böyle ölürsem

İki elim yakanızda

Hayaletim gezer

Düşer peşinize

Az çok tahmin etmişsinizdir Güldünya’nın hikayesini. Bir de ben anlatayım kısaca :

Uğradığı tecavüzün ardından hamile kalır Güldünya. Önce intihara zorlanır. Buna karşı çıkabilmiştir. Ama bu sefer de o herif(!)le zorla evlendirilir, ikinci eş olarak.


Adam kaçar ardında altı nüfus bırakarak. Ortada kalmıştır artık Güldünya. Terkeder o da köyü, İstanbul'a gider.

Ailesinin sahip çıkmadığı kadına köyün emekli imamı kol kanat gerer. Bir de “Umut” u vardır Güldünya’nın; herşeyden habersiz bir bebeği...

Çok geçmeden abileri de bulmuştur Güldünya'yı. Hesap kesilecektir...

Nitekim öyle de olur. Vurulur Güldünya. Ama kurtulur…

“Görev”leri yarım kalmıştır abilerin. Tamamlamak hiç de zor olmaz onlar için. Ellerini kollarını sallaya sallaya hastaneye girip yarım bıraktıkları işi bitirirler.

Töre cinayeti kurbanı Güldünya, önce üçüncü sayfa haberiydi. Ölünce manşet oldu. Aradan altı yıl geçmesine rağmen hala unutulmadı. Bir albüme adını veren şarkı onun için yazıldı. Ama O öldükten sonra...



Bir diğer şarkı Aysel Gürel’den. Bilmeyen azdır Ünzile’yi. Gürel, bir Anadolu turnesinde tanıştığı Ünzile isimli kadından etkilenip yazmış sözlerini.

Beşi ölü, on kardeşten biridir Ünzile. Şimdikilerin oyuncak bebekle oynadığı yaşta, ona görücü gelmiştir. Daha kendisi çocukken, birkaç koyun karşılığı satıldığı,tanımadığı bir adama çocuk vermek için vardır o nasılsa. 12 sinde ‘ana’dır artık.



Gül gibi narin, su gibi saf ve sakin der şarkı O’nun için.

“Yağmuru kim döküyor? / Ünzile kaç koyun ediyor?”

İnsanın bilgiye en aç olduğu çağında, en masum sorulardan mahrum bırakılır. Dayak yer,artık hiçbir şey sormaz. Susar…


Köyün son çiti, Ünzile’nin kocaman(!) dünyasının sınırıdır. Oradan ötesi yoktur onun için.

Ünzile’nin hikayesi de böyle devam eder. Çocukları büyümüştür herhalde. Kızları da olmuştur belki. Kızlarının da töre denen aynı kısır döngüde, kendisi gibi ezilip gitmelerini izlemiş midir çaresizce? Kim bilir…

Bu ülkede daha binlerce Güldünya ve Ünzile var töre cinayetleriyle katledilen veya özgürlükleri ellerinden alınıp ölmekten beter edilen. Suçları ortada : yanlış(!) cinsiyet genini taşıyorlar.

Sırf bu gen yüzünden şiddete maruz kalışları ya da öğrenme haklarının ellerinden alınışları.

Bu insanlık suçunu işleyenler kadar, tüm bunları görmezden gelenler de suçludur.

Başka suçlar işlenmeden uyanalım artık. Erkek, kadın, çoluk çocuk… Hepimiz uyanalım..! Uyandıralım..!