schule Çarşamba, Ocak 05, 2011

Salı sabahı erkenden çıktım evden, uğrayamadım yanına. O gece program vardı, çok geç geldim Korgan'dan, uyandırmadım. Çarşamba sabahı okula yetişme telaşıyla çıkmadım yanına.
Evden çıktım, 15 dk sonra acı bir telefon sesiyle irkildim, geri döndüm. Solmuş benziyle salonda boylu boyunca uzanmıştı. Babamın "Annecim, bırakma beni!!" diye haykırışlarına, çaresiz çabalarına en ufak tepki vermedi. Gitti...

İlk defa, bu kadar yakınımı, yüzündeki çizgileri bile net hatırladığım birini kaybettim. İlk defa, beni koşulsuz, herşeyden çok seven birini kaybettim.

Ve pişmanım...

Bazen ,"Annecim, çok özledim, bi göreyim seni" diye odasına çağırdığında, "Babanne, okula geç kaldım, hazırlanıyorum" dediğim için;

Onu sımsıkı kucaklayarak sevgimi gösteremediğim için;

Salı gecesi Korgan'dan dönmemi endişeyle ve merakla beklediğini bile bile, uyandırıp "Babanne ben geldim, merak etme." deyip öpmediğim için...

2010 yılını babannemsiz kapattık. 2011 ve tabii sonrası onsuz geçecek.

Bizi , "Yavrumun yavrusu, kuşumun kuşu, kanarya kuşum" diye sevmesi;

İşine gelmediği bir olayı hatırlattığımızda, "Ne zamaaaann? Ben öyle bişey hatırlamıyorum!" diye yan çizmesi;

Ezan okunduğunda, "Az sısıııınn! Eziizz Allah Celle şanüüü" diye herkesi susturması;

"Hemi kızııım, babanneler seviliyo mu, ben babannemi görmedim hiç. " diyerek bizden sevgi cümleleri beklemesi;

Üniversite son sınıfa kadar beni her görüşünde, "Hemi kızım, sen şimdi ne olmak istiyon?" diye sorması;

Fırsat bulduğu her an "Yavrum, bende kemik erime var. Doktor bana 'sen hiç süt içmedin mi, hiç yoğurt yemedin mi ' dedi. Etmeyin yavrum, bol bol süt için" diye telkinde bulunması;

Her misafiri "Hadi canıımm, eyi günlerde buluşuruk" diye uğurlaması

artık olmayacak.

Canım babannem... İyi günlerde buluşamayacağız artık seninle.

Derdin ya hep "Cemal dedenle küstüm, çağırmıyo beni yanına" , inşallah dedemle buluşursunuz orada.