schule Cuma, Haziran 05, 2009

İlkokuldayken okul gezilerini hep piknikten ibaret sanırdım. "30Nisan" takvim yaprağından koptuktan sonra başlardı Demirci Köyü seferleri.

Ortaokul ve lisede Fatsa, hatta ülke sınırlarını aştık okul gezileriyle. Öyle ki ;ortaokula adım attığım ilk yıl Kıbrıs'a götürüldük. Zaten okulumuz da seyahat acentası gibiydi. Her an her yere gezi düzenleyecek bi potansiyele sahipti. E bu durumdan pek de şikayetçi değildik.


Üniversite yıllarında pek gezemedik. Her taraf gezi afişi doluydu aslında; Şirince, Bodrum, Kuşadası, Nevşehir ... vs. Biz sadece bakmakla yetindik. Bir öğretmenin "Hadi bakalım, şuraya gezi var. Gelmek isteyenin pamuk elleri ceplere" demesini bekliyorduk sanırım. Son sene Çanakkale'ye gidebilmiştik Allah'tan.

Bunca yıl "öğrenci" olarak katıldığım bu etkinliğe geçen hafta "öğretmen" statüsünde dahil oldum. Korgan İHL olarak Trabzon'a şöyle bir uzanalım dedik. Günübirlik bir gezi (hatta gezicik) olmasına rağmen oldukça eğlendik. Öğretmen olunca daha bir oturaklı (e haliyle de ruhsuz) olunur sanıyordum gezi boyunca ama yanılmışım. Öğrenciden pek farkımız yoktu.
Tartışmasız gezilerin en eğlenceli bölümü olan "arka 5'li" muhabbeti yine şahaneydi.
Ben olurum da eğlenceli olmaz mı :P

3 yorum:

sinan dedi ki...

demirci köyünden başka bi yere gidemediniz mi yazık acıdım valla :)

schule dedi ki...

ilkokulda seçme şansımız yoktu, okul nereye götürürse oraya gidiyorduk. hem çocuğu başka nereye götürecekler..
sizin yaylanızla bizim o zamanki demirci köyü aynı derecede eğlenceliydi hem

sinan dedi ki...

hm iii
o zamanlar öğrenciydiniz
şimdi ise
KOSKACA BİR ''ÖĞRETMEN''
değil mi